Medikal, Dental Fotoğrafçılık
24-11-2022
13:06
Dental, Medikal Fotoğrafçılık Konusunda Genel Bilgiler
Dental, Medikal fotoğrafçılık tıp alanında hastanın öncesi ve sonrası görüntülenmesi açısından önem arz etmektedir.
Bu konu hakkında genel bilgileri sizlerle paylaşacağız.
DENTAL FOTOĞRAFÇILIK SETLERİ İÇİN TIKLAYINIZ
Makine Seçimi
Makine seçiminde DSLR ya da Aynasız fotoğraf makinelerinde çok iyi sonuçlar alınmaktadır.
Sony, Canon ve Nikon gibi markaların birçok ürün seçeneği vardır.
Full Frame (Tam Kare) ya da APS-C (Krop) sensörlü bir makinelerden gövde (body) seçimi yapabilirsiniz.
Örnek DSLR Makine için Tıklayın
Örnek Aynasız Makine İçin Tıklayın
Lens Seçimi
Lensler fotoğraf kalitemizde daha büyük rol oynamaktadır.
Kısacası bütçenizin büyük kısmını Fotoğraf Makinesi gövdesine değil lense ayırmanızda fayda var.
Özellikle dental fotoğrafçılıkta kullanacağınız lens ölçüsü çok önemlidir.
Bu alanda en çok kullanılan lens ölçüleri şu şekildedir.
Markasına bağlı olarak 60mm, 90mm, 100mm, 105mm makro lensler vardır.
Örnek Lensler için Tıklayın
Bu lensler hastaya çok yaklaşmadan veya hastadan uzaklaşmadan 1:1 fotoğraflar çekebilmemizi sağlarlar
100 mm lens seçmenizin iki ana nedeni vardır: minimum odaklama mesafesi ve portre fotoğrafçılığı.
Sınırlı bir bütçeyle, 60 mm'lik bir lens çekici görünüyor ve sevdiklerinizle bir akşam yemeği için ekstra tasarruf yapmak cazip geliyor.
Ama lütfen evrensel olacak bir lens düşünün.
Evrensel bir makro lens hem ağız içi hem de portre fotoğrafları çekmeme olanak tanıyor.
Özellikle portrelerde 100mm'nin üstünlüğünü fark edeceksiniz.
85 ila 135 mm odak uzaklığı aralığındaki lensler, portre fotoğrafçılığı için en iyisidir ve yüz analizi için çok önemli olan daha az bozulma yaratacaktır.
Odak uzaklığına bağlı olarak yüz bozulmasını gösteren aşağıdaki resme bakın.
Daha kısa odak uzaklığına sahip lensler daha büyük (geniş açılı lensler 14-35 mm) veya daha küçük bozulma (50-60 mm) yaratacaktır.
Portre fotoğrafçılığı diş hekimliği belgelerinin önemli bir parçasıdır. Portre fotoğrafları olmadan bir vaka analizi, estetik tedavi planlaması veya hasta ile iletişim süreci çok sınırlıdır.
Diğer bir avantaj ise, odak (sensör) düzleminden nesneye en yakın mesafe olan minimum odak mesafesidir, bu da odakta kalacak ve sonuç olarak keskin bir görüntü oluşturacaktır.
Her lens, milimetre veya santimetre olarak tanımlanan bu parametreye sahiptir. Makro lensin odak uzaklığı ne kadar kısaysa, minimum odak mesafesi de o kadar kısa. Bu, nesneye çok yaklaşabileceğiniz anlamına gelir.
Nikon'un iki lens örneğine bakalım: 60mm ve 105mm.
Nikon AF-S Micro-NIKKOR 60mm f/2.8G ED lens için - minimum odak mesafesi 18,49 cm'dir
Nikon AF-S VR Micro-NIKKOR 105mm f/2.8G IF-ED lens için - minimum odak mesafesi 30,48 cm'dir
Gerçekte, merceğin önünden nesneye olan mesafe, minimum odak mesafesinin yarısı kadardır.
Pratik çıkarım, 60 mm'lik bir mercekle 1:1 çoğaltma oranında (maksimum büyütme) dişlere çok yakınsınızdır.
Işık dağılımını etkileyebilir ve hastanın nefes alması nedeniyle merceğin ön kısmının buğulanmasına yol açabilir.
Flaş Seçimi
Ağız içine odaklanıldığında genellikle yetersiz ışıkla karşılaşılır.
Harici flaş sistemleri ise burada devreye girmektedir. Diş hekimliğinde genellikle iki tür flaş sistemi kullanılmaktadır
Örnek Ring Flaş
Ring Flaşlar
Ring flaşlar lensin çevresini dairesel olarak saran bir ışık üretirler. Böylece odaklanılan bölgeyi her açıdan aydınlatabilirler.
Dişlerin yüzey karakterinin, renk dağılımının, 3 boyut algısının daha az önemli olduğu Ortodonti, Cerrahi ve Periodontoloji alanlarında ciddi bir kullanım kolaylığı sağlarlar.
Özellikle lateral ve posterior bölgelerin çekiminde derin gölgeler oluşturmazlar.
Örnek Twin Flaş
Twin Flaşlar
İki adet bağımsız flaştan oluşan bu sistem, lensin sağında ve solunda yerleşir.
İkiz flaşların konumu üzerlerindeki tutacaklar sayesinde değiştirilebilir.
Hatta flaşlardan birisi lensin yanından sökülerek hastaya daha yakından ışık sağlanabilir.
İkiz flaşlar sayesinde kontrastı yüksek, 3 boyutlu detaylar veren fotoğraflar çekilebilir.
Sayısız çekim olanağı veren bu sistemin kullanımı tecrübe gerektirir.
Bazı ağız içi bölgelerde yanağa veya dişlere yansıyan flaş, istenilen alanda gölge oluşturabilir.
Bu sorunu ortadan kaldırmak için uçlarına takılabilen yarı geçirgen beyaz bir aparatları vardır.
SONUÇ
Dijital dental fotoğraf teşhis, iletişim ve belgeleme için olağanüstü bir araçtır.
Uygun bir eğitim, donanım, teknik ve uygulama ile dental fotoğrafçılık hekimin doğru teşhiste bulunmasını ve tedavi önerileri sunmasını destekleyebilir.
Her hekimin ise kendi beklentileri doğrultusunda ekipmanını oluşturması gerekir. Böylece kurulacak donanımdan elde edilecek fayda en üst seviyeye çıkarılabilir.